Adana'dan
İstanbul'a, İstanbul'dan Bükreş'e, Bükreş’ten Craiova'ya derken buradaki
evimdeyim. Yorgunum uykum var ama her günümü değerlendirmeliyim. Valizleri
bırakıp hemen şehir turuna başladım. Çocuklar için 8 günlük bir festivale denk
geldim. Zaten Romanya'da yazın nerdeyse her gün bir şehirde bir festival bir
kutlama var eğlenmeyi çok seviyorlar. İkinci güne uyandığımda artık burada
nelerden yararlanabilirim ve hangi konularda faydalı olabilirim diye düşünmeye
başladım. Benim önceliğim dilimi geliştirmek ve efsane Transilvanya'yı
gezmekti. Ayrıca verilen her görevi eksiksiz yapacaktım. Kendimi daha sosyal
daha aktif hissetmek ve yardım edebilmek bana mutluluk veriyordu.
Birinci
ayımı tamamlarken size kısaca tek başıma yola çıktığım seyahatlerimden
bahsedeyim. İlk olarak Bükreş'e geçtim orada benim gibi Türk gönüllüler bana
evlerini açtı ve iki gün kaldım. Braşov'a yola çıktım vardığımda o tertemiz dağ
havasını alınca seyahatimin mükemmel geçeceğini anladım mükemmel manzarası,
havası, meydanı ve eski küçük evleri ile beni büyüledi. Braşov'a yakın Bran
şehrine III. Vlad nam-ı değer Dracula şatosuna gittim.
Tabi
verilecek çok fazla detay var ama yazarak mümkün değil. Gezmek, görmek ve
burada okumak lazım yani yaşamak lazım. Her şehirde Google Maps'de ''Old Town''
görmek beni çok sevindiriyordu. Mimarisi çok güzel olan tarihi evleri,
kiliseleri, kuleleri korumuş olmaları açıkçası beni biraz kıskandırdı. Sibiu ve
Sighişoara gezilerim de bu keyifle geçerken dönüş yolunda Transilvanya'nın
muhteşem manzarası ve doğası bana eşlik etti.
AGH bana içi bilgiler ve mükemmel görsellikler ile dolu yeni bir yaş verdi. Şuan kısa dönem yaptığım ve daha uzun dönem bir projeye katılacağım için çok mutluyum. Kendinize bir hediye verin ve bir AGH projesine katılın ve mümkünse durmayın gezin, görün, öğrenin. Uzaklaşmayın yakınlaşın ben öyle yaptım ve hiç pişman olmadım. İkinci ayımda edineceğim yeni tecrübelerim, bilgilerim ve seyahatlerim ile görüşmek üzere :))
No comments:
Post a Comment