Refugees Reflection

Herkese merhabalar.  Bendeniz Sinan Biçer.

12-18 Mart 2018 tarihleri arasında IYACA’nın ortak olduğu İspanya’nın Madrid şehrinde gerçekleştirilen “Refugees Reflection” isimli eğitim kursu projesine katıldım. Malumunuz Ülkemizde bulunan mültecilerin durumu dolayısıyla bu projeye katılmak istedim. Projeye ikinci katılma sebebim ise projenin Madrid’de olmasıydı. Biraz projeden bahsedeyim bloğun son bölümünde Madrid ile ilgili gözlemlerimi paylaşacağım. Projede 8 ülkeden(Yunanistan, Belçika, Almanya, İtalya, İsveç, Macaristan, Türkiye ve Bulgaristan ) 2’şer katılımcı ve İspanya’dan 4 katılımcı olarak toplamda 20 katılımcı olması gerekiyordu ama İspanya’dan 1 kişi olduğu için projeyi 17 kişi gerçekleştirdik.  Projede Türkiye olarak çok göz önündeydik. Sebebi ise Türkiye’de yaşayan mülteci sayısını söylediğimde katılımcıların dudaklarının uçuklamasıydı. Türkiye’de ki mültecilerin durumu katılımcılarda merak uyandırdı. Pek soru sordular ve elimizden geldiğince cevaplandırarak Türkiye’yi projede temsil ettik.
Projenin bana kattığı noktalara değinecek olursam diğer ülkelerde ki mültecilerin durumunu öğrenerek Türkiye ve diğer ülkeler arasında kıyaslama yapabildim. Mültecilerin diğer ülkelerde nasıl bir yaşam haklarına sahip olduklarını, yerel halkın mültecilere bakış açısını birazcık da olsa öğrenebildim. Mültecilere karşı olan bakış açım ufakta olsa değişti ve tabi ki farklı ülkelerden insanlar ile yeni dostluklar kurdum. Ülkelerine davet ettiler. Umarım fırsat bulup onları ziyaret edebilirim. Benim için projelerin en önemli yanı yeni arkadaşlıklar ve devamında bunu dostluğa taşımaktır. Bu projede de bunu başardığımı düşünüyorum. Madrid hakkında gözlemlerime gelecek olursak Madrid favori şehirlerim arasında ilk 3’e girdi. Bu zamana kadar 26 Ülke ve 30’dan fazla ülke gezdim ama Madrid beni oldukça fazla etkiledi. Gördüğüm şehirlerden hangisinde yaşamak istersin diye soracak olursanız size cevabım direk olarak Madrid olacaktır. Birinci sebebi yerel halkın çok dost canlısı olmasıdır. İkinci olarak Madrid’in mimarisi çok etkileyici, aynı sokaklarda defalarca yürümeme rağmen her seferinde daha fazlasıyla hoşuma gitti. Üçüncü olarak ulaşım çok kolay. Metro sistemi oldukça gelişmiş her yere rahatlıkla gidilebiliyor. Bu kadar gelişmiş metro ağı olması rağmen gayet basit bir sistem var. Kimseye sormadan gideceğiniz durağı kolaylıkla bulabilirsiniz. Dördüncü ve son sebebi soracak olursanız gece hayatı gerçekten çok canlı ve güzel. Şehir günün her saatinde hareketli. Sizlere tavsiyem daha önce Madrid’e gitmediyseniz gidilecek yerler listenize ekleyin. Pişman olmazsınız J Fakat bir nokta var ki Madrid’de ki yerel halk fazla İngilizce bilmiyor. Bu negatif bir şey değil. Bu sayede temel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz basit bir İspanyolcayı 6-7 günde öğrenebilirsiniz. Yazıldığı gibi okunduğu için biz Türkler için diğer dillere göre biraz daha basit.

Biz biraz şanslıydık ve Madrid’de Erasmus yapan öğrencilerin düzenlediği bir partiye katıldık. Partiyi organize eden kişi ise nereliydi tahmin edin. Tabi ki Türk J Dünya küçük ve Türkler her yerde.
Bizi gayet iyi ağırladı ve Türk misafirperverliğini İspanya’da bize ve bizimle gelen birkaç katılımcıya en iyi şekilde gösterdi. Benden şimdilik bu kadar. Kısmet olursa bir sonraki projeler ile ilgili bloglarda görüşmek üzere. Kendinize iyi davranın ve Madrid’e gidin J

No comments:

Post a Comment