Uzun zamandır çok istediğim ve bence insanın hayatta 1 kez yapması gerekenler arasında olduğunu düşündüğüm bir proje (ESC). Şuan şirin mi şirin tatlı mı tatlı bir yerdeyim. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alırken kuş sesleri eşlik ediyor bana. Baharın güzellikleriyle burası ‘Balkanların İncisi’ diyebiliriz😊 Çünkü her yer yeşillik her yer orman. Bi kahve bi kitap için tam nokta atış. Huzurla dans ediyor insan burada.
Avrupa Dayanışma Programı(ESC) ve Avrupa Gönüllülük Hizmeti (AGH) kapsamında farklı coğrafyalardan derneğimizde(IYACA) gönüllülük yapan gençlerin; gerçekleştirdiği etkinlikler, topluma dair gözlemleri, kültürümüzün tanıtımı ve gönüllülük hakkındaki tecrübelerini paylaştıkları; aynı zamanda derneğimizin(IYACA) ortaklığında farklı ülkelere giden gönüllü gençlerin deneyimlerini içeren blog sayfasıdır. Bunlara ek olarak gönüllülük programına ait bilgilerde bulabilirsiniz.
Tuesday, 25 May 2021
Adım Adım Romanya’ya Var Mısın!!!!
Son.
April is always a strange month. For some reason it brings some chaos and very unexpected events in our lives. During my volunteering project it was not an exception. And since it was the last month of my project, it was even more special.
At the beginning of the month my friends-volunteers and I decided to go to Istanbul before a new lockdown. This big city is never failing at making us fall in love with it and help to get some inspiration. To be honest, we got tired and our work became slower. That’s why sometimes it’s a good idea to escape Ankara and feel like a tourist in Turkey again. In some cases, though, it’s not possible anymore. After few months spent here, we just absorbed this culture and lifestyle. And this is something I find really beautiful about my volunteering experience. I am happy to know why is it so important to know “the guy” in Turkey, the meaning of “kanka” and the importance of tea drinking and dedikodu with friends. This is a unique and great experience.
In April we also had some changes in our activities. As I said, we got tired at the end. Since we knew well our job and some members of the team started to work on their own future projects, we slowed down. The food delivery was growing, we even had the opportunity to meet the minister of youth and sport who thanked us for our job, but still.. we kept doing our job, but abstracted away a little bit. It is normal, everything comes to an end.
Our Turkish classes became more chill as well. We were mostly translating texts, dialogues, having some interesting conversations in Turkish. And we felt the progress. I am writing this at the airport already, finishing another little book in Turkish. Proud of us, really! Now be careful when you speak in Turkish around us, we will understand you! Yabanci sounds offensive at this point, abi!
Ieva and I were very determined to write our last project together. When the new lockdown started, we had enough time to work together on it. Let’s see whether it’s gonna be implemented or not. It would be great to see young people participating in it, I swear, like you see your kid growing up. We’re sorry in advance if it’s boring, we tried our best to make it entertaining and useful!
All the other activities slowed down a bit too, but April was also a month of results. We started to think more and more about our future plans and about the knowledge/skills we’ve got after volunteering. I decided to work on my personal project. This was the time I realized that I had a deeper cultural experience in Turkey during these 6 months, than I had during my 3 years of studies in Hungary before. And I also realized, that ESC gave me the opportunity to become more confident, which I needed for starting this project alone. Before I would never do that..
I’m grateful for my new friends, amazing mentors and all other good people I met on my way here. I’m grateful for being able to see and help people, understand better their issues and learn about different ways to provide help, to make changes. I’m grateful for all the challenges that I faced during this project. It became an important part of my life and it will have a huge impact on my future.
Hopefully, I’ll see you soon in other projects. For now, I need some time to “digest” all these things and prepare myself for the next chapter of my life. Bye-bye!
Wednesday, 5 May 2021
TUNUS’TA GÖNÜLLÜLÜK
Monday, 3 May 2021
Aslema, Ben Öyküm!
Öncelikle size bulunduğum ülkenin
kendi kültürü ile selam vermek istedim. Aslema Tunus halkının lügatinde Selam
vermenin en yaygın yoludur. Bu maceraya
atılırken edindiğim ve hala daha edinmekte olduğum tecrübeleri sizlerle
paylaşma ihtiyacı hissediyorum. Bu
macera ve gönüllülük hizmetine internette gördüğüm bir ilanla ve bana
çıkmayacağı düşüncesiyle başvurmuştum. ESC kapsamında (European Solidarity
Corps) 2 aylığına hak kazandığım bu
projeye kabul aldığımı duyduğumda hem çok şaşırmıştım hem de çok sevinmiştim
çünkü ilk yurt dışı deneyimim olacaktı Doğal olarak hemen internetten
gönüllülük hizmeti vereceğim Tunus’un Sousse kentine baktım, kentin yaşamı,
sosyal olanaklarını bilgisayar aracılığıyla keşfetmeye çalıştım. Şunu gönül
rahatlığıyla söyleyebilirim ki insanın içini huzurla dolduran sahilleri,
Roma’yı aratmayan amfi tiyatrosu ve daha onlarca tarihi, arkeolojik ve kültürel
eseriyle Tunus internette aratabileceklerinizden çok daha büyük bir deneyim
sunuyor. Yaşamının ucuzluğu da en az ülkenin güzellikleri kadar şaşırttı beni.
Tunus’ta zaman geçirdikçe
insanlarının aslında Türkleri ve özellikle Türk dizilerini ne kadar sevdiklerine
gözlerimle şahit oldum. Bazen Türkçe konuşmaya çaba göstermeleri bazense
bizimle dizileri tartışmayı istemeleri yüzümüzü güldüren faktörler oldu. Temel
kelimeleri ezberlediğiniz takdirde özellikle marketlerde ve pazarlarda
alışveriş yaparken kendilerine özgü selamlama ve uğurlama cümleleri duymayı çok
seviyorlar. Böylece yaşadığınız ortamda daha rahat benimsenebilirsiniz. Arapça
ve Fransızcanın birlikte kullanıldığı bir ülke olarak istediğiniz zaman size
uygun olanı kullanmak size kolaylık sağlayacaktır. Etkinliklerden bahsedecek
olursam pandemi dönemi şüphesiz ki Tunus’u da etkilemiş durumda ama buna rağmen
düzenli olarak 2-4 veya 4-5 yaş arası kreşlere gidip çocuklarla vakit
geçiriyoruz, şarkılar söyleyip oyunlar oynuyoruz, yine haftada birkaç gün çiçek
bahçesinde onlarca çeşit bitkinin ve hatta hayvanın içerisinde huzurla doğaya
vakit ayırıyoruz. Tatilimiz pazartesi ve Salı günleri oluyor onun dışında
etkinliklerde ve haftada 2 saat aldığımız Arapça dersleriyle meşgul oluyoruz.
Aldığımız temel Arapça dersleri kendimizi ifade edebilmemiz ve yabancılık
çekmeme konusunda oldukça yardımcı ve iyi düşünülmüş bir aktivite. Sahil
temizleyip bazı spor faaliyetlerinde bulunarak buradaki vaktimizi en etkili
şekilde geçirmeye çalışıyoruz.
Bize sunulan etkinliklerin dışında bizden bir
hafta sonra Tunus’a gelen İtalyan gönüllülerle kuvvetli bir dostluk bağı
kurmaya çabalıyoruz hatta bu konuda bir adım atmak için bir yemek yarışması
bile düzenledik. Kendi kendimize yarattığımız bu aktivite sonucunda o kadar çok
eğlenip yakınlaştık ki kesinlikle yaptığımıza mutlu olduğumuz bir aktivite idi.
Benden şimdilik bu kadar..
Gelecek ay görüşmek üzere!
Bislema!
Öyküm..